Kültürel Yapay Zeka ve Sosyal Eşitsizlikleri Yeniden Üretme Potansiyeli Üzerine Bir Tartışma

 

Hüseyin POLAT

Sosyolog

06 Nisan 2023

Kültürel Yapay Zeka (KY-Z, Cultural AI, C-AI)”, yapay zekanın kültürel içeriği anlamak, yorumlamak ve oluşturmak için kullanılmasına atıf yapmaktadır. Bu alandaki ilerlemeleri anlamak bu teknolojinin sosyal eşitsizlikler üzerindeki potansiyel etkilerini kavrayabilmek için önemlidir. K-YZ kavramı yapay zekanın toplumsal eşitsizlikleri yeniden üretme kapasitesi olduğuna dair güçlü nüanslar içermektedir. Bu deneme özellikle “önyargı güçlendirme”, “kültürel homojenleştirme” ve “dijital uçurumun alevlenmesi” gibi konuları tartışarak sosyal eşitsizlikler üzerindeki potansiyel olumsuz sonuçları ele alacaktır.

Yapay Zeka, bilgisayar sistemlerinin insan zekası gerektiren görevleri yerine getirebilmesini ifade eder. Bu görevler: “öğrenme”, “akıl yürütme”, “problem çözme”, “algılama” ve “doğal dil anlama” gibi çeşitli bilişsel yetenekleri kapsar. YZ sistemleri dar/zayıf YZ” ve “genel/güçlü YZ” olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır (Lele, A., & Lele, A. 2019). “Dar yapay zeka” sanal asistanlar, yüz tanıma sistemleri veya otonom araçlar gibi belirli bir alanda belirli görevleri gerçekleştirmek üzere tasarlanmıştır. Buna karşılık, “genel yapay zeka” bir insanın yapabileceği herhangi bir zihinsel görevi anlayabilen veya öğrenebilen makinelere işaret eder. Bugün GBT-4, genel yapay zekanın en iyi örneklerinden biridir.

Bazı teknolojiler yapay zeka olarak adlandırılırken, bazıları değildir. Örneğin, kural tabanlı sistemler akıllı davranışlar sergileyebilirler, ancak yeni durumları öğrenemedikleri veya bunlara uyum sağlayamadıkları için yapay zeka olarak kabul edilmezler. Benzer şekilde, önceden belirlenmiş bir komut dosyasını izleyen temel otomasyon veya bilgisayar programları da yapay zeka olarak tanımlanmazlar (Lele, A., & Lele, A. 2019). Kısaca, bir yazılımı yapay zeka olarak niteleyen şey öğrenebilme kapasitesidir.

Bu yazının odağında yer alan Kültürel Yapay Zeka (C-AI) ise insan kültürünün öznel karmaşıklığının açıkça veya örtük olarak farkında olan yapay zeka sistemlerini ifade etmektedir. Haliyle dil, gelenek, değerler ve inançlar gibi insanın kültürel özelliklerinin farkında olması ve kararlarını bu verilere dayandırması K-YZ’yi sıradan YZ’den farklı kılmaktadır. “Bunların yanında K-YZ olgusu, YZ sistemlerinin tasarımı ve işleyişi sırasında inançlar, normlar, değerler, gelenekler ve diller gibi çeşitli kültürel yönlerin entegrasyonunu ve anlaşılmasını ifade eder. Bu, kültürel açıdan hassas, kapsayıcı ve insan toplumları hakkında incelikli bir anlayış geliştiren YZ teknolojilerinin geliştirilmesini ve uygulanmasını içermektedir” (Liu, Z. 2021, p. 8).

Ancak, dikkatli bir şekilde tasarlanmadığında, yapay zeka toplumsal tabakalaşmada sosyal ve sınıfsal eşitsizlikleri sürdürmeye/derinleştirmeye yol açabilir. Bu duruma neden olan temel durumlar şu yollardan birkaçıyla meydana gelebilir:

Veri Önyargısı; YZ sistemleri, genellikle mevcut sosyal, ekonomik ve kültürel önyargılarla eğitildikleri için tarihsel verileri yansıtabilirler. Bu önyargılar, yapay zeka modellerine dahil edildiğinde, var olan klişeleri ve eşitsizlikleri istemeden güçlendirebilirler. Yapay zeka sistemleri genellikle tarihsel ve toplumsal önyargılar içerebilen büyük veri setleri üzerinde eğitilir. Sonuç olarak, bu önyargılar yapay zeka sistemleri tarafından sürdürülerek toplumda daha fazla eşitsizliğe yol açabilir (Caldwell, M., Andrews, J.T.A., Tanay, T. 2020). Örneğin, tarihsel literatüre dayalı metin üreten bir yapay zeka sistemi, bu önyargıların varlığı nedeniyle eğitim verilerinde istemeden ırksal, yaşçı veya toplumsal cinsiyet klişelerini sürdürebilir. Bu durum, zararlı klişeleri güçlendirebilir ve mevcut eşitsizlikleri artırabilir.

Dijital Bölünmenin Şiddetlenmesi; dijital uçurum, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimi olan ve olmayanlar arasındaki farkı ifade eder. YZ teknolojileri bazı faktörlere bağlı olarak, örneğin sosyoekonomik durum, eğitim ve coğrafi konum, erişimi sınırlayabilir. Bu nedenle, YZ, bu ayrımı daha da belirgin hale getirme potansiyeline sahiptir. YZ teknolojilerine erişimdeki eşitsizlikler, kültürel ifade, koruma ve anlama fırsatlarında daha fazla eşitsizliğe neden olabilir. Bu durum, sadece birkaç seçkin kişinin kültürel anlatıları şekillendirebildiği ve potansiyel olarak mevcut güç dengesizliklerini ve sosyal eşitsizlikleri artırabileceği anlamına gelir (Yankın, F. B. 2019).

Kültürel Homojenleştirme; YZ, ana akım veya baskın kültürel bakış açılarına öncelik vererek kültürel homojenleşmeye katkıda bulunabilir. YZ sistemleri genellikle yaygın olarak bulunan veriler üzerinde eğitildiğinden, istemeden de olsa çoğunluğun kültürel değerlerini ve normlarını destekleyebilirler. Bu durum, azınlık kültürlerinin marjinalleşmesine ve kültürel çeşitliliğin kaybına yol açabilir. Kültürel homojenleştirme, “herkese uygun” bir yaklaşım benimsemek suretiyle içerik oluşturma sürecinde ortaya çıkabilir. Bu yaklaşım, farklı perspektiflerin yansıtılmasını sınırlayarak yaratıcılığı kısıtlayabilir. Ayrıca, yerel kimliklerin ve kültürel mirasın yok olmasına yol açabilir, sosyal uyum ve kapsayıcılık açısından ciddi sonuçlar doğurabilir (Caldwell, M., Andrews, J.T.A., Tanay, T. 2020).

İş Gücünün Otomasyona dönüşmesinin hızlanması; son yıllarda iş dünyasında YZ ve otomasyon sistemlerinin kullanımı giderek arttığına şahit oluyoruz. Bu teknolojiler, işletmelerin verimliliğini artırırken, aynı zamanda insan emeğinin yerini alabileceği endişelerini de beraberinde getiriyor. YZ ve otomasyonun yol açabileceği işsizlik, gelir eşitsizliğini arttırırken sosyal tabakalaşmayı da keskinleştirme potansiyeli taşımaktadır (Yankın, F. B. 2019). Aslında, YZ ve otomasyonun işsizliği artırıp artırmayacağı konusu hala tartışmalıdır. Bazı araştırmalar, bu teknolojilerin yeni iş alanları yaratabileceğini ve işsizlik oranını düşürebileceğini öne sürmektedir (Tiftik, C. 2021). Ancak, işletmeler bu sistemlere geçerken, düşük vasıflı işçilerin yeterince eğitilmemesi durumunda, yeni bir prekarya sınıfının ortaya çıkmasına neden olabileceği de bir gerçektir. Bu nedenle, YZ ve otomasyonun işsizliği artırıp artırmayacağı konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Ayrıca, işletmeler bu teknolojileri kullanırken, işçilerin eğitim ve gelişimine de yatırım yaparak, çalışanların işlerini kaybetmesini önleyebilir ve işletmelerin verimliliğine katkıda bulunabilir.

YZ teknolojisi, belirli toplum kesimlerinin maruz kalabileceği ayrımcılık, önyargı ve haksız algoritmalar gibi konularda, sosyal eşitlik üzerinde olumsuz potansiyel etkilere sahip olabilir. Bu nedenle, K-YZ olgusu üzerinden, bu olumsuz sonuçları azaltmak için farklı stratejiler kullanılabilir. Bu stratejiler arasında, kültürel çeşitlilik ve farkındalık eğitimi, veri setlerinde çeşitlilik sağlama, algoritmaların değerlendirilmesinde etik ilkelerin kullanılması ve sorunlu sonuçlar doğuran algoritmaların düzeltilmesi gibi önemli adımlar yer alabilir. Somut olarak yapılabilecekleri birkaç ana nokta üzerinden örneklendirebiliriz:

İlk olarak oluşabilecek en büyük eşitsizliklerden birinin önüne geçebilmek için YZ’nın kaynağını oluşturan eğitim verilerini çeşitlendirme üzerinde durulabilir. K-YZ bakış açısı sayesinde, eğitim verilerinin farklı bakış açılarını ve kültürleri yansıtması, önyargıları azaltmaya ve kültürel kapsayıcılığı teşvik etmeye yardımcı olabilir. Bir diğer önemli konu ise etik yönergelerin geliştirilmesi üzerinedir. K-YZ geliştirme ve kullanımı için etik yönergeler oluşturmak, YZ sistemlerinin sosyal eşitlik ve kültürel duyarlılık göz önünde bulundurularak tasarlanmasına yardımcı olabilir. İnsanlık tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı gelişen teknoloji nedeni ile dijital okuryazarlığın teşvik edilmesi bir diğer önemli konudur. Dijital okuryazarlık eğitimine erişimin genişletilmesi, dijital uçurumun azaltılmasına yardımcı olabilir ve daha fazla bireyin YZ teknolojileriyle etkileşime girmesini ve bunlardan yararlanmasını sağlayabilir. Tüm bunların dışında akademik düzeyde işbirliğini teşvik etmek belki de en önemli konudur. Çünkü YZ araştırmacıları, sosyal bilimciler ve kültür uzmanları arasındaki disiplinler arası iş birliklerini kolaylaştırmak, YZ’nin sosyal eşitsizlikler üzerindeki potansiyel etkilerini daha kapsamlı bir şekilde anlamamıza yardımcı olabilir (Efe, A. 2021).

Sonuç olarak, K-YZ, kültürel içeriğin anlaşılması, yorumlanması ve üretilmesi konusunda büyük bir potansiyel sunmaktadır. Ancak, potansiyel olumsuz sonuçlarının sosyal eşitsizlikler üzerindeki etkisini tanımak ve ele almak çok önemlidir. Yukarıda önerilen stratejilerinin uygulanmasıyla, K-YZ alanı tüm toplum üyeleri için daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir gelecek inşasına katkı sağlayabilir. YZ’nin geliştirilmesi ve uygulanması genişledikçe, paydaşların sosyal eşitsizlikler üzerindeki etkisini incelemeleri gerekiyor. Bu, akademisyenler, uygulayıcılar, politika yapıcıları ve topluluklar arasında devam eden araştırma, diyalog ve iş birliğini içermelidir. K-YZ’nin geliştirilmesi ve uygulanmasında kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaklaşımın teşvik edilmesi, çeşitliliği kutlamamıza, anlayışı teşvik etmemize ve nihayetinde daha adil ve uyumlu bir küresel topluma katkıda bulunmamıza yardımcı olabilir.

Kaynaklar

Caldwell, M., Andrews, J.T.A., Tanay, T. et al. AI-Enabled Future Crime. Crime Sci 9, 14 (2020). https://doi.org/10.1186/s40163-020-00123-8

Efe, A. (2021). Yapay Zekâ Risklerinin Etik Yönünden Değerlendirilmesi, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Dergisi, 3 (1) , 1-24 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/bited/issue/63346/859894

Lele, A., & Lele, A. (2019). Artificial Intelligence (AI). Disruptive Technologies for the Militaries and Security, 139-154.

Liu, Z. (2021). Sociological perspectives on artificial intelligence: A typological reading. Sociology Compass. https://doi.org/10.1111/soc4.12851Tiftik, C. (2021). İnsan Kaynakları Yönetiminde Yapay Zekâ Teknolojileri ve Uygulamaları. IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, (9), 374-390. DOI: 10.21733/ibad.833256

Yankın, F. B. (2019). Dijital Dönüşüm Sürecinde Çalışma Yaşamı, Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi E-Dergi, 7 (2), 1-38. Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/trakyaiibf/issue/43037/504359